25 Şubat 2013 Pazartesi

BASKIN SEVGİ DİLİ: KALİTELİ ZAMAN

 Kaliteli zaman, belli bir süre boyunca tüm dikkatinizi, ilginizi yanınızdaki kişiye odaklamanız anlamına gelir. Bir kanepede yan yana oturup birlikte televizyon seyretmek kaliteli zaman geçirmek değildir. Televizyonu kapatıp birbirinizin yüzüne bakarak konuştuğunuzda, bütün dikkat ve ilginizi birbirinize odakladığınızda, birlikte yürüyüş yaptığınızda ya da yemek yediğinizde kaliteli zaman geçirmiş olursunuz. Tabii bu sırada başkalarıyla telefonda konuşmamak ya da mesajlaşmamak kaydıyla.

Yemek yerken birbirinizin yüzüne bakınız. Bir restoranda hangi çiftlerin evli, hangi çiftlerin ise flört aşamasında olduklarını hemen anlayabilirsiniz. Evli çiftlerin sanki birbirleriyle işleri bitmiştir ve ya etrafı seyrederler ya da tabaklarını…
 
Bir baba iki yaşındaki oğlunun karşısına oturup topu ona doğru yuvarladığında ilgisi topa değil oğluna odaklanıyorsa, baba o sırada bir başkasıyla telefonda konuşmuyorsa kaliteli zaman geçirmekte olduklarından söz edebiliriz.
 
Eşi günlük gelişmeleri anlatırken televizyondaki haberlere ya da futbol yorumlarına bakan erkek, eşiyle kaliteli zaman geçirmiyordur ve eşinin baskın sevgi dili kaliteli zaman ise eşi, kendisinin ihmal edildiğini, önemsenmediğini ya da sevilmediğini düşünecektir. Eşinin yüzüne bakarken sıkıntılı ya da sabırsız bir vücut dili kullanan ya da “Sen bitir de ben konuşayım.” yüz ifadeli kişinin karşısındaki diğer kişi de aynı hisleri duyacaktır.

Kaliteli zaman geçirmenin iki temel türü vardır: 

1. Kaliteli Sohbet: Kimi zaman eşlerin hiç konuşamadıklarından yakındıklarını duyarız ama burada kastedilen elbette ki hiç ses çıkarmamak değildir, sadece anlamlı, karşılıklı anlayış ve ilgiye dayalı sohbetlerin edilmediği anlamına gelmektedir. Kaliteli sohbet, onaylayıcı kelimelerden farklıdır. Onaylayıcı kelimelerde ne söylediğiniz önemlidir kaliteli sohbette ise ne duyduğunuz. Eşinizin baskın sevgi dili kaliteli sohbet ise karşınızdakinin söylediğini pür dikkat dinlemelisiniz, sorularınızı onu kesmek, kafasını karıştırmak, öneride bulunmak için değil onu dinlediğinizi göstermek düşünce istek ve duygularını anlamak için sorun. Size her gün işyerindeki aynı sorunları anlatan eşiniz sizden ne yapacağına dair öneri istememektedir, sadece ve sadece onu dinlediğinizi, anladığınızı, yanında ve arkasında olduğunuzu hissettirmenizi istemektedir. Tavsiyelerimizi sadece istendiği zaman sunmalıyız. Bunu yaparken de asla üstünlük taslamamalıyız. Çoğumuz, nasıl konuşacağımızı biliyoruz ama nasıl dinleyeceğimizi bilmiyoruz.
 
Birkaç Öneri:
* Eşinizle konuşurken onunla gözgöze olun.
* Eşinizi dinlerken başka bir şey yapmayın.
* Duygularına kulak verin ne hissettiğini anlamaya çalışın.
* Beden dilini gözlemleyin, eşinizin söyledikleri ile beden dili çelişikse ne hissettiğinden emin olmak için açıklama isteyin ama bunu yargılayıcı bir tavırla yapmayın.
* Sözünü kesmeyin.
 
 Kaliteli sohbet sadece iyi bir dinleyici olmayı değil aynı zamanda iyi bir konuşmacı olmayı ve kendini doğru ifade etmeyi de gerektirir. “Keşke kocam konuşsa da ne hissettiğini bilsem!” diyen kadın kendi anladığı dil ile iletişim kurmak istemektedir.
 
Kaliteli sohbet dilini öğrenmek ve duygularınızı daha iyi ifade etmek istiyorsanız önceden belirlediğiniz günün üç farklı zaman diliminde kendinize şu soruyu sorun: “Son üç saattir neler hissettim? Hatta bir çeşit çizelge bile yapabilirsiniz. Örneğin son üç saat içinde trafikte kırmızı ışıkta durduğunuzda arkadaki sürücünün size korna çalması (1), sekreterinizin sabah arayarak gelemeyeceğini ve hasta olduğunu bildirmesi (2), genel müdürün arayarak iki hafta içinde tamamlamayı umduğunuz raporu üç gün içinde masasında görmek istediğini söylemesi gibi olayları için;

OLAY
DUYGU
1
Öfke
2
Hayal kırıklığı
3
Panik ve endişe

Şeklinde bir çizelgeniz olabilir. Bu şekilde giderek kendi duygularınız daha farkında olmaya başlayabilirsiniz duygusal benliğiniz ile ilgili farkındalığınız artar. Böylece eşinize de duygularınızı ifade etmekte kolaylık kazanırsınız.
 
Bazı kişiler günlük yaşam sırasında çeşitli duygu, deneyim ve düşünceleri toplar ancak kendilerini konuşmak zorunda hissetmezler. Diğer başka grup ise göze ve kulağa seslenen her şeyi ağızlarına aktarırlar, iki konu arasında nadiren bir dakika kadar sessiz kalabilirler. Birinci gurubun biriktirme depoları kocamanken diğerlerinin bu türden bir depoları yoktur. Birinci gruptan biriyle birlikteyseniz ve siz ikinci gruba giriyorsanız bugün ne konuşacağım, nelerden bahsedeyim gibi bir endişeniz olamaz çünkü karşınızdaki nasıl olsa hiç susmayacaktır. Ancak aradan beş yıl geçtikten sonra “Bu kadın/adam ne zaman susacak? Biraz beni rahat bıraksa” demeye başlarsınız. Ancak birinci gruptakilerin konuşmayı öğrenebilmesi gibi ikinci gruptakilerin de dinlemeyi öğrenmesi mümkündür.
 
Birinci gruptaysanız her gün yaşadığınız üç olayı anlatmak ve bu olaylarla ilgili duygularınızı ifade etmek için mutlaka zaman ayırın. İkinci gruptaysanız karşınızdakinin sözünü kesmemek için çaba sarf edin.

2. Kaliteli Eylemler: Kaliteli zaman geçirmenin ikinci bir türüdür. “Eşim tarafından sevildiğimi en çok hissettiğim zaman ………… yaptığımız zamandır” cümlesini birlikte bir şeyler yapma eylemleriyle tanımlayanlar bu gruba girerler. Kaliteli eylemler; birinizin ya da her ikinizin ilgi duyduğu herhangi bir şey olabilir. Amaç birlikte bir şeyler yapmak ve yaptıklarınızı şu düşünceyle doldurmaktır: “Onun için değerliyim. Benim sevdiğim bir şeyi yapmak istedi ve bunu olumlu bir tutumla yaptı.”
 
 En azından biriniz bir eylemi yapmak istersiniz, eşiniz de aynı eylemi yapmak ister ve her ikiniz de öncelikle bunu birbirinize sevginizi ifade etmek için yaptığınızı bilirseniz, amaç gerçekleşmiştir. Sabah erken saatte bir yürüyüş, birlikte bahçe bakımı, birlikte seyrettiğiniz bir maç, tekne seyahati… gibi birtakım eylemler, aynı zamanda sizi sokan arı, kayak yaparken kırdığınız ayak, şömine başında içtiğiniz sıcak şarap, artık sizin şarkınız olan o parça gibi coşkusunu, heyecanını, tadını ya da komikliğini yıllar sonra bile hatırladığınız güzel bir anıya dönüşür ve o anı hatırladığınızda o anki güzel duygularınız da geri döner.
 
Bunlar için zaman bulunamadığına ilişkin bir gerekçe çok da mantıklı değildir. Eğer sağlığımızı sürdürebilmek için uyumaya, yemek yemeye zaman bulabiliyorsak baskın sevgi dili kaliteli zaman geçirmek olan bir eş için, evliliğimizin sağlığı açısından bu tür eylemlere zaman yaratabilmeyi başarmamız gerekir. Hoşlanmadığınız şeyleri eşiniz için yapmak zorunda kalabilirsiniz. Ama buna değeceğinden hiç şüpheniz olmasın.

Eşinizin Baskın Sevgi Dili Kaliteli Zaman İse;
    * İkinizden birinin büyüdüğü kente ve/veya mahalleye gidin, birlikte yürüyüşe çıkın. Çocukluğuyla ilgili eğlenceli anılarını sorun acı verici olanları da. Sonra bunları ilgiyle dinleyin.
 
     * Birlikte bisiklete binin.
 
     * Çimlerde yatıp yuvarlanın.

     * Öğle yemeğini dışarıda yemek için randevulaşın.
 
     * Pikniğe gidin.
    
     * Eşinizin sizinle birlikte yapmayı isteyeceği beş şeyi önem sırasına göre sıralamasını isteyin ve önünüzdeki beş ay boyunca bunları gerçekleştirmek için plan yapın.
   
     * Eşinizin evde en çok oturmaktan hoşlandığı yeri sorun ve orada onunla sohbet edin.
 
    * Eşinizin sevdiği sizin de hoşlandığınız bir eylemi düşünün ve eşinize ayda bir kez bu eylemde kendisine katılacağınızı ifade edin. Bir tarih belirleyin ve elinizden geleni yapın. Aralarda yaptığınız şeyle ilgili sorular sorun.
 
     * Altı ayda bir sadece ikinizin olduğu hafta sonu kaçışları planlayın.

     * Her gün onunla günün olaylarını paylaşmak için zaman ayırın ama onu gerçekten dinleyin, kendiniz de bir şeyler anlatın ve duygularınızı ifade edin.
 
     * Sohbet ederek birbirinizin geçmişini öğrenin.


www.serkanozkan.com.tr    www.okunlp.com

0 532 492 26 20






9 Şubat 2013 Cumartesi

BASKIN SEVGİ DİLİNİZ ONAYLAYICI KELİMELER İSE

"Bu giysiler içinde harika görünüyorsun.” “Ah bu fular/kravat sana çok yakışmış.” “Dünyanın en iyi imambayıldı pişireni/buji değiştireni sen olmalısın.” “Bu akşam bulaşıkları yıkadığın için/gömleklerimi ütülü bir halde gardıropta bulduğum için/arabamı yıkadığın için/depoyu temizlediğin için/yatak odasını boyadığın için… teşekkür ederim.” “Çöpü attığın için teşekkür ederim bana çok yardımcı oluyorsun.”

Sevgi dili onaylayıcı kelimeler olan bir partneriniz varsa ve ondan bir şey istediyseniz çoğunlukla yapmayacaktır. Ancak yaptığı her güzel şey için onu sevgi dolu sözcüklerle onayladığınızda ve onurlandırdığınızda birçok şeyi kendiliğinden yaptığını göreceksiniz.

İstediğiniz bir şeyi yaptırmak için eşinizi şımartmanız gerektiği anlamına gelmemektedir bu öneriler. Sevginin amacı istediğinizi elde etmek değil sevdiğiniz kişiyi mutlu edecek bir şeyler yapmaktır.
 
Teşvik edici sözler de onaylayıcı kelimeler söylemenin diğer bir yoludur. Eşiniz, kendisine güvenmediği alanlarda potansiyelini gerçekleştirmek için sizin teşvik edici sözlerinize ihtiyaç duyuyor olabilir. Eşiniz o ya da bu alanda henüz ortaya çıkmamış bir potansiyele sahip olabilir. Belki de bu potansiyel ortaya çıkmak için sizin teşvik edici sözlerinize ihtiyaç duyuyordur.

Burada önerilen; eşinize sizin istediğiniz bir şeyi yapması için baskı yapmanız değildir. Zaten sahip olduğu ama yeterince farkında olmadığı bir alanda gelişmesi için ona cesaret verin, destekleyin, teşvik edin.

Eşler “teşvik etme”yi eleştirmek olarak anlayabilirler. Örneğin eşinizin fazla kilolarını sürekli eleştirmek ve sonra da spor yapmasını söylemek onu teşvik etmek değildir. Herhangi birisi, bir şeyi yapmaya gerçekten hazır değilse bu konudaki sözlü ifadeler daha çok aşağılama ya da eleştirme olarak algılanır.

Teşvik etmek için hayata onun gözlerinden bakmanız gerekir. Yapmanız gereken, her şeyden önce eşiniz için hayatta nelerin önemli olduğunu farkına varmanızdır. Sözel teşvikin mesajı şudur: “Biliyorum, seninleyim, seni umursuyorum, sana nasıl yardımcı olabilirim?”

Sevgi ifadelerini söylerken ağzımızdan çıkanları, ifadelerimizi;  sesimizin tınısının ve vurgusunun, vücut dilimizin de desteklemesine dikkat etmeliyiz. “Seni seviyorum!” ile “Seni seviyorum?” çok farklı anlamlara gelir. “Bu akşam bulaşıkları yıkamak benim için zevk” ifadesini sevgiyle veya alayla söyleyebilirsiniz. Ayrıca yanlış bir şey yapmışsanız özür dilersiniz, yok partneriniz sizi yanlış anladıysa gerçekte ne yapmaya çalıştığınızı ya a ne demek istediğinizi sakin bir biçimde yeniden anlatırsınız. Yapmaya çalışmanız gereken kendinizi haklı çıkarmak değil anlaşmak ve uzlaşmaktır. Sevgi hataların çetelesini tutmaz.

Eşimiz isteklerimizi talep gibi algılıyorsa karşılıklı yakınlığımız ve sıcaklığımız ortadan kalkar, zaman içinde birbirimize yabancılaşırız. Eşinizden bir şey rica ettiğinizde onun değerini ve becerilerini onaylarsanız, yaptığınız şey aslında onun, sizin için anlamlı ve önemli şeyler yapabileceğini, bu güce sahip olduğunu ifade etmektir.
İnsanların en temel ihtiyaçlarından biri de takdir edilmektir ve onay kelimeleri birçok kişide bu ihtiyacı karşılar. Eğer kelimelerle aranız iyi değilse ancak eşinizin baskın sevgi dili de onay kelimeleriyse bir defter tutmanız iyi olacaktır. Bu deftere, sevgiyle ilgili bir makale okurken, bir şeyler dinler ya da izlerken ya da bir arkadaşınız bir başkası hakkında olumlu bir şeyler söylediğinde not edin. Zamanla eşinize sevginizi ifade etmek için yararlanacağınız zengin bir kaynak oluşturmuş olursunuz.
Başkaların yanındayken eşinizi övün ve yüceltin. Bir başarınızdan dolayı kutlandığınızda hissettiğiniz gururu mutlaka eşinizle paylaşın.

Eşinizin Baskın Sevgi Dili Onaylayıcı Kelimeler İse;
     * Bir hafta boyunca eşinize söylediğiniz onay cümlelerinin kaydını tutun.  
       Örneğin:
       Pazartesi: “Bu yemek harika olmuş.” Ya da “Bu giysiler içinde muhteşem görünüyorsun.”
       Salı: “Çamaşırları topladığın için teşekkür ederim.”…

     * Bir ay boyunca her hafta eşinize farklı bir konuda iltifat edin.
 
     * Eşinize aşk mektubu, aşk paragrafı, aşk cümlesi yazın, isterseniz gösterişli bir şekilde, isterseniz sessizce ona verin.
 
      * Eşinize ebeveynlerinizin ve dostlarınızın yanında da iltifat edin.
 
     * Eşinizin güçlü yönlerini saptayın ve bu yönleri takdir edin, emin olun bu yönlerini daha da geliştirmeye çalışacaktır.
 
     * Çocuklarınıza eşinizi övün o varken de yokken de. 

     *Eşinize duygularınız anlatan şiirler yazın ya da bu tür şiirler bulup ona verin.
                            
                                                     www.serkanozkan.com.tr        www.okunlp.com





SEVGİ DİLLERİ


 İNSANLARIN SEVGİ DİLLERİ BİRBİRİNDEN FARKLIDIR!

Nasıl ki farklı dilleri konuşan insanların konuştuğu dili bilmediğimizde o kadar çabalamamıza, vücut dili ve mimiklerimizi kullanmamıza rağmen iletişim kuramıyorsak ya da kurduğumuz iletişim temel bazı ihtiyaçlarımızı karşılamaktan öteye gidemiyorsa, bizim için önemli olan ama sevgi dili bizden farklı olan kişilerin de sevgi dilini öğrenemediğimiz takdirde ne yaparsak yapalım iletişim kurmada yeterince başarılı olamayacağımız gibi sarf ettiğimiz çabalar da karşılığını bulmayacaktır.

Sevgi depoları boş olan çiftler genellikle işi kavgaya döker ve birbirlerinden uzaklaşırlar. Bazılarının kavga sırasında sözel ya da fiziksel tacize de yöneldiğini görebilirsiniz. Oysa vücutlarımız dokunmak içindir şiddet uygulamak için değil.

Baskın sevgi dilimizi konuşmak hepimizin doğal eğilimidir ve eşimizin, ona anlatmaya çalıştığımız şeyi anlamadığını gördüğümüzde çok şaşırır hayal kırıklığına uğrarız. Evet, sevgimizi ifade ederiz ama mesajımızı karşı tarafa bir türlü aktaramayız.

Peki, sevgi nedir? Nasıl ifade edilebilir? Nasıl ki her çocuğun içinde doldurulması gereken bir “sevgi deposu” varsa ve çocuk gerçekten sevildiğinde, doğal ve olması gerektiği gibi gelişirken sevgi deposu boş kaldığında çocuk yanlış davranışlara yöneliyorsa, çocukların yaramazlıkları genellikle bu sevgi deposundaki boşluktan kaynaklanıyorsa, yetişkinlerin de sevgi depolarının doldurulmaması ikili ilişkilerde sürtüşmelere yol açar. Kişinin eşi tarafından sevildiğini hissetme ihtiyacı, evlilikle ilgili tüm isteklerin temelinde yatar.
 
Aşk ve sevgi farklı duygulanımlardır. Aşkı, geçici bir duygusal esrime durumu olarak kabul edebilir ve eşimizle gerçek sevgiyi var etmek ve korumak için çabalayabiliriz. Böyle bir sevgi elbette ki duygusal olacaktır ama aşk gibi tutku içermeyecek, aklı ve duyguyu birleştiren bir sevgi olacaktır. Böyle bir sevgi iradeye bağlıdır ve çaba gerektirir. Kişisel gelişim ihtiyacının varlığını ve sonsuzluğunu kabul eder. En temel duygusal ihtiyacımız aşk değil, birlikte olduğumuz insan tarafından gerçekten sevilmek ve sevginin güdüsel olarak değil akıl ve iradeyle beslenip güçlendirildiğini bilmektir. “Beni sevmeyi seçen, bunun için bende sevilmeye layık bir şeyler gören biri tarafından sevilmek istiyorum.” Bu dilek, son derece anlaşılır ve masumdur. Ancak böyle bir sevgi çaba ve disiplinsiz olmaz.
Temelde beş tane sevgi dili vardır. Bu dillerin “lehçe” diyebileceğimiz çeşitli versiyonları olabilir ancak özünde beş farklı ifade söz konusudur.

1. Onay Sözcükleri
2. Kaliteli Zaman Geçirme
3. Hizmet Eylemleri
4. Hediye Verme
5. Fiziksel Temas

                                     www.serkanozkan.com.tr     www.okunlp.com