Doğduk, gözleri sevgiyle bakan bir kadına sarıldık. Onsuz
olamıyorduk, tüm ihtiyaçlarımızın giderilmesi ona bağlıydı. Hele de bize, sol
göğsünden süt verirken ve bir yandan biz onu emerken kalbinin atışlarını
dinlerken, nasıl da sakinleşirdik. Ne de olsa dokuz ay boyunca duyduğumuz sesti
bu, en alışkın olduğumuz ses. Düşünün hala daha birilerini sakinleştirmek için gayriihtiyarî
onun sırtını tıpışlamaz mıyız? Ya da birisi bizim arkamızı tıpışladığında
rahatlamaz mıyız?
Sonra başkaları girdi hayatımıza; babamız, aile
büyüklerimiz, komşularımız… Onları sevdik, güven duyduk, onların yanında rahat
ettik. Okula gittik, arkadaşlarımızı öğretmenimizi sevdik. Daha da büyüdük şu
kızı/bu oğlanı sevdik.
Vatanımızı, dinimizi, tuttuğumuz takımı, gittiğimiz okulları…
sevdik. Evimizi, sokağımızı, arabamızı, düğünde giydiklerimizi, verilen
hediyeleri, balkondaki saksıyı, kedimizi, köpeğimizi…
Hatıralarımızı sevdik, bizi biz yapan deneyimlerimizi…
Sevmek duygusuna, aidiyet karışmasa sevme ihtiyacımız bu
kadar sürekli olabilir mi? İçimizde koca bir okyanus var. Masmavi, derin ve
engin. Ne kadar çok kişiyi, eşyayı, duygu ve düşünceyi barındırıyor, ne kadar
engin…
Sevginin rahatlatıcı, tedavi edici gücünü reddediyoruz kimi
zaman. Kaybetme korkusu sevmenin olgunlaştırıcı, dinginleştirici gücünün önüne
geçebiliyor. Bizim sevgimize karşılık vermediğini düşündüğümüz, bizi hayal
kırıklığına uğratan varlıkları hayatımızdan çıkarmak yerine onlardan nefret
etmeyi seçebiliyoruz.
Nefret, bizim kendimizi geliştirmemiz için harcamamız
gereken enerjiden çalıyor. Doğru kararlar vermemizi engelliyor ve içimizdeki
koskocaman mavi okyanusumuzu farkına varmıyoruz, derinliklerini keşfedemiyoruz.
Girişimcilik ruhumuzu yaralıyor nefret, bir daha acı çekme olasılığı sevmenin
rahatlatıcı dinginleştirici tadına varmamızın önünde engel oluyor.
Affedin! Evet evet affedin. Affetmek, onu hoşgörmek değil
ki. Kendimizi ondan özgür bırakmak, onunla olan bağlarımızı tümden koparmak,
içimizdeki mavi okyanusu keşfetmek için yelkenlerimizi yeniden serin temiz
ferah rüzgârlarla doldurmak demek.
Affedin ve küllerinizden yeniden doğun…
www.serkanozkan.com.tr www.okunlp.com
0 532 593 26 29
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder